23 Ocak 2009

Daily Energy-6

Çalık’a petrol kuyusu verildi

Çahk'a petrol kuyusu verildi! Necatî Verilir, ne var bunda! Çalık taş gibi grup. Atak, atılıma, ilişki geliştirici. Sadece Başbakan'ın damadını transfer edip kadrosunu güçlendirmekle yetinmiyor, TPAO'nun eski Genel Müdürü Osman Saim Dinç’i de yasaya vücut çalımı atarak transfer ediyor. Yani petrol çıkarma işinde iddialı. Petrol kuyusu ona verilmeyecek de kime verilecek! Tamam! itiraz edemem. Çalık da ülkemizin vatandaşı. Onun şirketi de ülkemizin şirketi. Başbakanın damadını transfer etti, devlet bankasından 750 milyon dolar kredi aldı, Sabah ile atv'nin sahibi oldu diye "adamın her işine kulp bulacak" halimiz yok. Petrol kuyusu ruhsatlarını kayınlmadan, torpil geçilmeden, kollanmadan, avantaya kaçmadan alıyorsa yazacak bir eleştirimiz olamaz. Peki korunuyorsa? Kaymlıyorsa? iktidarın kollaması varsa! Hakkında "Çalık'lama var" şüphesi dile getirilmişse ve bu şüphe de Meclis'te soru önergesine dönüşmüşse bundan okurlarm da haberi olması gerekmez mi... Gerekir. Haber şudur: Mersin Milletvekili Ali Rıza öztürk, duyumlar almış. Petrol sektöründe kullaktan kulağa dolasan bilgileri toplamış. Enerji Bakanı'na; "Türkiye topraklarının en kaliteli petrolünün bulunduğu Bismil ilçesi topraklarında 2 ayrı kuyunun ruhsatı, 7 talipli varken niçin Çalık Grubu'nun petrol şirketine verildi' diye sormuş. 12 Ocak'ta sormuş. Takvim geldi 23 Ocak'a. Irak petrolüne eşdeğer kalitede petrol çıkması ihtimali yüksek bu 2 kuyunun ruhsatının 7 talipli arasından Çalık Grubu'na verilmesini Ffetrol işleri Genel Müdürlüğü ve bu müdürlüğün patronu Enerji Bakanı Hilmi Güler nasıl izah ediyor? Mersin Milletvekili, yani halkın vekili, halk adına soru sormuş, cevap bekliyor. Kirli haber hangisidir? Temiz gerçek nedir? Bilmeliyiz. iktidar yanlısı tetikçi kalemlerin - yazdıkları sızdırılmış haber ve yorumlarla bizi, beynimizi, vicdanımızı, geleceğimizi esir almak isteyenlere karşı kavga vermeliyiz. Bu köşeyi bunun için açtim. Devam edeceğim. Türkiye'nin yapması gereken, darbelerden uzak durmasıdır. Seçimle gelenin seçimle girmesidir. Haberleri, "Hrant Dink'i vurduranlar aslında darbe ortamı yaratmak" istiyorlardı diye sunuyorlar. Dün Melih Aşık, köşesinde bu bilgi kirletilmesine dikkat çekti. Emniyet mensuplarının Hrant Dink'in öldürülmesindeki rolünün üzerine gidilmiyor. Ve Hrant Dink'i "canları kadar sevdiklerini" söyleyen gazeteci arkadaşları, Hükümet'in bu tavrını eleştirmiyorlar. Meclis'te bütçe görüsuluyordu. Başbakan Tayyip Erdoğan kürsüde konuşuyordu. - DTP'li Hasip Kaplan "oğlun nasıl gemi aldı?" diye laf attı. Başbakan da "gel sana Özel olarak anlatayım" dedi. Buluşma niçin olmadı? Başbakan ne anlatacaktı? Gemi olayı önemlidir. Unutma! Ayrıca bugün 140 gün doldu. Fener soygunu dosyası Almanya'dan gelmedi. Maıfta gelecekmiş. Yani seçimden sonra! Niçin seçimden sonra! Unutma! Önemlidir.

Kaynak: Necati Dogru – vatan gazetesi

IMMIB'DEN 44.8 MİLYAR $'LIK İHRACAT

M. Mutlu ÖKTEM... IMMIB'den 44.8 milyar $'lık ihracat HABER MERKEZi Türkiye, 2008 yılı toplam ihracatında bir önceki yıla göre yüzde 18.8 oranında artış sağlayarak 127.5 milyarlık yurtdışı satışı gerçekleştirirken, bu başarıda en büyük rolü istanbul Maden ve Metaller ihracatçı Birlikleri (1MMlB) gerçekleştirdi. ihracatın adeta amiral gemisi olan lMMİB, bünyesindeki Demir Çelik, Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Elektrik- Elektronik, Demir ve Demirdışı Metaller, Maden ile Mücevher ihracatçı birlikleriyle 2008'de bir önceki yıla göre yüzde 31.2 artışla 44.8 milyar dolarlık dış satışa imza attı. Bu rakamlar çerçevesinde Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 35.2'sini gerçekleştirdiklerinin altını çizen iMMlB Genel Sekreteri M. Mutlu öktem, başarılarını ülkeleri ve fuarları gezerek yeni pazarlar bulmalarına bağladı. 2007 yılında ABD' de başlayan krize dikkat çeken öktem, dünya ekonomisinin geçtiğimiz yıl da derin bir mali krizle sarsıldığını ve Türkiye'nin de bundan etkilenmemesinin mümkün olmadığını belirtti. Global ekonomik krize rağmen Türkiye'nin 2008'de yüzde 18.8 oranında artışla 127.5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini anımsatan öktem, İMMlB'in bu başarıdaki Önemine değindi. Öktem, "2008 yılı geneline baktığımızda birliklerimizin ihracatı yüzde 31.2 oranında artarak 44.8 milyar dolara yükseldi. Dolayısıyla İMMlB'in Türkiye toplam ihracatından aldığı pay yüzde 35,2'ye ulaştı, Sektörlerimizin ihracatında ise Demir Çelik ürünleri 14.63 milyar dolar, Kimyevi Maddeler ve Mamulleri 11.67 milyar dolar, Elektrik- Elektronik 9.39 milyar dolar, Demir ve Demirdışı Metaller 4.53 milyar dolar, Maden 2.14 milyar dolar ve Mücevher 1.50 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir" dedi. İMMlB çatısı altındaki ihracatçı birlikleriyle 2008 yılında Amerika'dan Afrika'ya, Asya'ya ve Orta Doğu'ya kadar pek çok ülke İle organizasyonlar gerçekleştirdiklerini kaydeden Öktem, Türk ihracatçısına yeni fırsatlar yarattıklarını söyledi. Milli katılımını yine İMMlB bünyesindeki birliklerin üstlendiği 12 adet yurtdışı fuarının yanı sıra aynca 14 fuarda info stand katılımı şeklinde yer alarak sektörlerim tanıttıklarını aktaran Öktem, düzenledikleri tasarım yarışmalarıyla da ilgi odağı olduklarını vurguladı.

Kaynak: izmir ticaret gazetesi

ENERJİYE SUSAYAN AVRUPA GÖZÜNÜ SAHRA ÇÖLÜ'NE DİKTİ

Enerjiye susayan Avrupa gözünü Sahra Çölü'ne dikti Yeni bir enerji kaynağı arayışına giren Avrupa, dünyanın en büyük çölü Sahra'yı devasa bir güneş enerjisi istasyonuna çevirmeyi düşünüyor. 8.6 milyon kilometrekareyle Ban Avrupa'nın İM kati büyüklüğündeki çölün kurak ve bomboş olması büyük güneş enerjisi projelerinin kurulmasına olanak veriyor. Bilimadamlan çölün 90.600 metrekarelik yani yüzde l'inden biraz daha büyükbir alanında üretilecek elektriğin, dünyadaki tüm enerji santrallarinin ürettiği miktara eşit olacağına dikkat çekiyorlar. 5'te Sahra Çölü'nün %1'i dünyadaki bütün enerji santrallarına bedel Yeni bir enerji kaynağı arayışına giren Avrupa; Afrika'nın kuzeyini boydan boya kaplayan, dünyanın en büyük çölü Sahra'yı devasa bir güneş enerjisi istasyonuna çevirmeyi düşünüyor. Avrupa'da 2020 yılına kadar tüketilen enerjinin yüzde 20'sinin temiz enerji kaynaklarından elde edilmesi planlanıyor. İlk akla gelen temiz enerji kaynakları arasında güneş, rüzgar ve denizlerde gelgit farklarından elektrik elde edilmesi. Time dergisinin haberine göre uzmanlar, Avrupa'nın hemen güneyinde yer alan Afrika'nın kuzeyini boydan boya kaplayan, dünyanın en büyük çölü Sahra'yı devasa bir güneş enerjisi istasyonuna çevrilebileceğim öne sürüyorlar. Avrupalılar uzun süre Sahra Çölü'nü ekonomik yönden değersiz ve önemsiz bir yer olarak gördüler. Ama bu görüş, çölün güneş enerjisi potansiyeli sayesinde hem Avrupalı hem de Afrikalı bilim insanları ve siyasetcilerince değiştirilmek üzere. 8.6 milyon kilometrekareyle Batı Avrupa'nın iki katı büyüklüğündeki çölün kurak ve bomboş olması büyük güneş enerjisi projelerinin kurulmasına olanak veriyor. Sahra'nın bazı yerlerinde öğleden sonra sıcaklık 45 derece santigrata kadar çıkıyor. Bilim insanları birkaç yıl önce Sahra'nın enerji potansiyelini hesaplamaya başladılar ve sonuçlar olağanüstüydü. Kuramsal olarak, çölün 90.600 metrekarelik yani yüzde l'inden biraz daha büyük bir alanda üretilecek elektrik miktan, bütün dünyadaki enerji santrallannın ürettiği miktara eşit olacak. 15.500 metrekarelik alanda, Avrupa'nın 500 milyonluk nüfusunu yetecek kadar üretilecek elektrik enerjisi üretilebilecek. Yoğunlaştına güneş enerjisi Sahra Çölü'nde elektrik üretilmesini savunanlar, "yoğunlaşana güneş enerjisi" (CSP) teknolojisiyle çöldeki ısı ve güneş ışığı büyük bir elektrik kaynağına çevrilebilir. Güneş panellerinin aksine, bu teknoloji güneş ışığını doğrudan elektriğe çevirmiyor. CSP'de güneş ışığı aynalar kullanılarak su boruları ve buhar kazanlarına odaklanır. Bu yolla elde edilen yüksek sıcaklıktaki buhar jeneratör türbinlerinin çalıştırılmasında kullandır. Bazı CSP santralları Kaliforniya'nın Mojave Çölü'nde 1980'lerden beri iletiliyor. Sahara Forest Project'i (Sahra Orman Projesi) oluşturan üç İngiliz çevre şirketi, Sahra Çölü'nde deniz düzeyinin altında CSP santralları kurulmasını öneriyor. Böylece deniz suyu santrallara kendiliğinden akacak, türbinlerde kullanılması ve aynaların tozlarının temizlenmesi için burada saf suya çevrilecek. Atik su ise santrallann çevresinin sulanarak bitki örtüsünün oluşumu sağlanacak. Projenin adındaki "orman" sözcüğü de buna dayanılarak kullanılıyor. Maliyeti çok yüksek Ama yeterli miktarda elektrik üretilmesi için yerleşim yerlerinde kilometrelerce uzak topraklarda çok sayıda ayna ve boru döşenmesi gerekiyor. Bu da projenin pahalı olacağı anlamına geliyor. Güneş enerjisi bilim insanlarından oluşan uluslararası bir konsorsiyum olan Desertec'in başında bulunan Geny Wolf a göre, 2020 yılında Sahra'da enerji iletmeye başlamak için gerekli yatırımın maliyeti 59 milyar dolar. Proje, pahalı olmasının yanı sıra bir diğer dezavantajı birlikte getiriyor. CSP teknolojisi en yüksek verimlilikle ancak çöl gibi güneşli ve sıcak iklimlerin egemen olduğu yerlerde kullanılabiliyor. Çöllerse yerleşim yerlerinden uzak; özellikle Avrupa'yı düşünürsek. Uzmanlara göre, Avrupa'nın enerji gereksiniminin yüzde 20'sini sağlamak için 19.300 kilometrede fazla uzunlukta doğru akım kablolannın Akdeniz'in altından geçirilmesi gerekli. Bu nedenle Avrupa'nın yeni bir elektrik şebekesi kurması gerekiyor. Çünkü, Avrupa'nın elektrik gereksiniminin yüzde 80'i kömürle çalışan enerji santrallanndan elde edilerek alternatif akım kablolarından iletiliyor. Bu kablolar daha yüksek voltajı iletmeye uygun değil. Almanya'da bir kamu şirketi olan Aerospace'e göre elektrik hatlannm değiştirilmesi Sahra'da güneş santrallan kurulması projesini önümüzdeki 40 yıl içinde yaklaşık 465 milyar dolara çıkaracak. Bu durum hükümet sübvansiyonlarını gerekli kılıyor. Ama resesyona giren Avrupa'da bu düşünce pek de sıcak karşılanmıyor. Ayrıca Sahra Çölü'nün ünlü kum fırtınaları da maliyeti daha da artırabilir. Temiz enerjiye destek Buna karşın, İspanyol-Japon ortak girişimi olan Abengoa; Cezayir, Fas ve Mısıfda "solar-termal" enerji santralı inşa ediyor. Avrupa Parlamentosu, 2020'ye kadar enerji gereksiniminin yüzde 20'sini yenilebilir enerji kaynaklarından elde erme hedefini tutturmak için bu alan yatırım yapacak yatırımcılara destek olacak bir yasa çıkardı. Buna karşılık, Dunlop'ın geçen kasım sonlarında Paris'te düzenlediği, 60 kadar Avrupalı ve Kuzey Afrikalı mühendis ve çevrecinin katıldığı toplantıda Avrupa hükümetlerinde güneş enerjisi konusunda "yaygın bir cehalet" olduğu belirtildi. Afrika'da yenilenebilir enerji potansiyeli büyüyor "Kara" Afrika'nın kara bahtının, bol su, güneş ve rüzgar kaynaklan sayesinde yenilenebilir enerjiyle değişebileceği öngörülüyor. Afrika Kalkınma Bankasfnın (AfDB) verilerine göre, Afrika'nın devasa su potansiyelinin yalnızca yüzde 7'si kullanılıyor. Kıtanın jeotermal enerji potansiyeli 9000 megavat olarak hesaplanıyor. Bunun yalnızca 60 megavatı kullanımda. Bütün bu büyük potansiyele karşılık, yenilenebilir enerji sektörünün gelişmesi mali kaynaklar ve zayıf altyapı nedeniyle çok yavaş ilerliyor. Ama, 2008'in sonunda Senegal'da düzenlenen Afrika Karbon Forum'unda bir araya gelen Afrika Birliği, AfDB ve özel enerji şirketleri yetkilileri 'Temiz Kalkınma Mekanizması" (TKM) ile ilgili stratejilerini paylaştılar. Toplantının odak noktasında Kyoto Protokolü'nün yerine geçecek anlaşmaya uygun olarak gelecekteki TKM projelerinin oluşturulmasıydi. AfDB'nin toplantıda yayımladığı bir rapor, kıtanın sahra altı bölgesindeki büyük enerji potansiyelini gösteriyor. Rapora göre, sahra aftı Afrika'da 170 gigavattan fazla bir enerji potansiyeli bulunuyor. Sahra Çölü, 8.6 milyon metrekare alanıyla Batı Avrupa'dan 2 kat büyük.

Kaynak: dünya gazetesi

Hiç yorum yok: