9 Kasım 2010

english

The Dinner Party from Shy the Sun on Vimeo.

ben-cil

yolun yarısına varmaya 5 kala fark edilenler yoruyor bünyeyi
ben-cil
benci-l
ben
ben
ben
be
be
beeee

12 Haziran 2010

daisy lowe

Esquire woman we love - Daisy Lowe from esquireuk on Vimeo.

tren

9 şubat-12 haziran
trenler geçiyor, giriyor tünele, çkıyor dumanı üstünde. insanların içine de arasına da giriyor bu kara trenler. bağırsaklarını delip de çıkardığı oluyor. hayat için ölçü alamıyoruz malesef, üstümüzde hep istediğimiz gibi durmuyor.

9 Şubat 2010

mesut özil


mesut özil ve sevgilisi Anna Maria Lagerblom

7 Şubat 2010

adamimsin lucas

ronaldo fragrence


eskiden ronaldo isminin daha bir cazibesi vardı, isim aklımıza brezilyalıyı getirdiğinde. portekizden ne çıksa bir çakma bir çingene hali var.

kayserispor-galatasaray


uzun zamandan sonra evimde koşturmadan uyandığım bir pazar sabahında, yine uzun zamandır yapmadığım birşey yapayım ve biraz futbol yazayım. sezonun bu zamanına kadar ali sami yen'deki galatasaray'ın hiçbir maçını kaçırmadım. sezonun ilk 5-6 haftasında geldiği inanılmaz noktayı da, şu anda bulunduğumuz inanılmaz noktayı da gün be gün takip ediyorum. genel olarak fikrim bir takım beraber soyunma odasında anlaşıp: "beyler bugün rezalet top oynuyoruz tamam mı?" demediyse bu kadar bilinçli kötü oynanmaz diye düşünüyorum.

spesifik maç analizine gelirsek kaleden başlayalım:

Leo Franco: Geldiği günden beri güven vermiyor. hala mallorca'da emre'den yediği aşırtma akıllarda. de sanctis'e sallayanların italyanların iyi defans ve kaleci yetiştirdiğine doğru dikkatlerini çekmek istiyorum.

uğur: rıdvan maçtan sonra sağ kanat bile oynayamıyor adamı sol bek yapıyorlar dediğine her ne kadar kızmış olsam da galatasaray gibi bir takımda sakatlıktan sonra 2 sene idman yapıp bu kadar yavaş ilerleme gösteriyorsa potansiyeline bakmak gerekebilir. sabri ile arasındaki fark bence bu. uğur akıllı sabri heyecanlı, ama potansiyel olarak sabrinin çok gerisinde maalesef.

emre güngör: kendisini etilerde yürürken gördüm dünyada para verip de almayacağın dolce gabbana kotlarla. daha akıllı bir tipe benziyordu ama topçu camiası naparsın. bu yaşta bu kadar para görünce sonu bu oluyor sanırım. konsantrasyon bozukluğu had sahfadaydı bu maç da, allahtan partneri iyi, fazla göze batmadı. yine de şampiyon olunan sezonda oynadığı çizginin çok uzağında.

lucas neill: maçın galatasaray için tek adamı. mükemmel transfer. güven veren ve akıllı oynan adam. avusturalyadan kangru gelse ilk 11e koyarım ben bu noktadan sonra. galatasaray geri yaslandığında defanstan ileri çıkan tek kişiydi.

caner yılmaz: bekte oynaması çok zor. kademeyi bilmiyor. defansta yorulunca ileride gücü kalmıyor. o kadar kötü ortalar yaptı ki zemine bağlamak istiyorum bu ortaları.

mehmet topal: footballove isimli sitede "yatsın kalksın zemine dua etsin, 2 metre yanına pas atamadıkça zemine bok atıyordu" demişler. futbolcu değilim ama pas atmayı öğrenmek bu kadar mı zor acaba? haftada 4 idman yapıyosun 15 sene. bilemiyorum, ama sınıfta kalmıştır.

mustafa sarp: fena değildi yine de. en azından ayakta duruyor sezon başından beri. kritik goller atıyor. orta sahada kaptığı her toptan sonra hızla ileri çıkması karakteristik oldu artık. seviyoruz bu kara çocuğu, ama bu maçta fark yaratacak bir hareket yapmadı.

elano: verdiğimiz paraya göre aldığımız hiçbir şey olsa da, fundamental olarak futbolu bildiğini gösterdi en azından. gün be gün miligram bazında futbolunu iyileştiriyor. dibini gösterdiği için bize buna kötü diyemiyoruz. en azından ilk 11de pas atmayı bilen 3-4 kişi arasında blumer.

keita: abi ben bu adamı afrika kupasında izledim, ilk 3-4 haftada izledim. bu adam klonu mudur nedir. tamam ben de fransadan kayseriye insem oynamak istemem ama en azından özellikle şut vurup 4 kale boyu yukarıdan auta atmam topu. kendime saygım yok olur. ama inanılmaz numaracı ve piç topçulardan. 1 maç adamı attırıyor oskarlık 1 maç kendini attırıyor dirsek atıp. tehlikeli futbolcu. takımı ateşler de yakar da.

dos santos: ya nerden buluyoruz ya. totthenam'da senede 2 maç oynamış adam rijkaard'ın manevi oğlu diye alındı ama, bu adamın barcelona'da top oynamış olması torunlarına anlatacağı tek güzel hikaye olarak kalır bence hayatında. yetenekli diyorlar, ben henüz görmedim bu mexicano'dan bir pırıltı. toutube'daki videolarını sevdiğimin, bu sene 1-2 iyi maç çıkarır samiyen'de o kadar. ahhh kewell ahh.

arda: kayıp, kayıp, kayıp. nedenini ne zaman öğrneceğim bilemiyorum. ama kayıpsın arda turan. kötü birşey söylemeye dilim varmıyor, seviyorum bu kaplamayı. ama ne bu takımın kaptanı olabildin bu sene, ne lideri, ne 10 numarası. bu sene gördüğümüz güzel sevgilinle verdiğin pozlar, hem hamaset kokan cimbom aşkı açıklamaların, gittiğin tatiller, gucci ceketin vs. futbolun geri gidiyor. koşamıyorsun, eskiden şut çekerdin çekemiyorsun. ayağına yatar top alırdın yapamıyorsun. artık öyle bir noktadayım ki çarşamba günü seni yedek görürsem sevineceğim.

22 Ocak 2010

başbakanum nereyesun?

19 Ocak 2010

oha


omv'ye bunu niye yaparsın arkadaşım? petrol ofisinde doğan'ın ortağı diye mi? yuh diyorum.

17 Ocak 2010

hurriyet

hakkaten pes

hurriyet okumayı 5-6 ay once temelli biraktim. zaten evde gazete okumaya vaktim olmuyor, olsa da bir zamandır haberturk alınıyor eve. hurriyeti internette gün içinde manşetlere bakmak için kullanırdım. ama son 1 senedir galatasaray aleyhinde o kadar saçma sapan haberlerle düşmanlığını belgeledi ki, artık mide bulantısı ve sinir yapıyor diye komple sildim bookmarklardan. doğan yayın grubunun tüm gazeteleri diyemem ama ercan saatçiyi sporun başına getiren bir hurriyet nereden baksan 10 senelik bir okurunu daha kaybetmiştir, bilgisine.

şu yukarıdaki haberi nasıl bir kafa yazıyor o da ayrı. sağlık, tıp bilmem ne hak getire. o hakan ünsal da zaten hiçbir zaman galatasaraylı'ya benzemezdi ama efsane kadronun küçük hakanı olarak sevildi bizce bir dönem. dönüşü, gidişi, sonraki beyanatları, maç yorumlarında satır arası kustuğu kin derken o defteri de kapattık. ntv'deki programda sergen daha büyük galatasaraylı benim için. en azından oynadığı dönemde hakkını daha fazla vermiştir.

baros'un pes yazısına kontra yazı da buradan gelsin.
aceto'nun ellerine sağlık

M&A

rakamlara baktığımızda büyük el değiştirmeler olmuş aslında, geçen senelerdeki rakamlara göre düşük seviye ama malum kriz. 4 tane enerji sektöründe satınalma var, yaklaşık 1,2 milyar$. şeker fabrikaları, çimento fabrikaları, metal fabrikaları.

ben bu yeşil enerji ve statkraftı kaçırmışım.

Statkraft

yeşil enerji mehmet kutman'ınmış, statkrafta'da avrupa'nın en büyük yenilenebilir enerji kaynağı üreten Norveç'li şirketiymiş.


amerika'da siemens'e yeni ceo

yukarıdaki yazı wall street journal'da çıktı. yazının biraz detaylarına girmek istiyorum. siemens'in amerika division'n başına yeni ceo olarak eric spiegel getirilmiş. kendisi harvard mezunu. daha önce booz co. diye bir şirketin vice presidentiymiş kendiler.

peki kimin yerine gelmiş bu eric? george nolen'in. o da 26 yıldır siemens'te çaışıyormuş ve 2004-2010 arası ceo'luk yapmışç.

dünyadaki tüm siemenslerin başı ise peter solmssen. kendisi siemens'e GE'den geçti bu ağustosta. siemens dünyada 109 ülkede 405.000 insan çalıştırıyor ve cirosu 104milyar$.

son 2,5 senede takip ettiğim enerji sektörü bilgime göre dünyada hem enerjide hem de endüstriyel teknolojide 2 büyük şirket var, gerisi bunların arkasında sıralanıyor.

biri Siemens biri de GE.

çin'de kar yağarsa

Çin'de kar yağsa dünyada kömür fiyatları artıyor. ilk defa ihracatçı konumundan ithalatçı konumuna geçince Çin, ithal kömürle termik santral yapma fikrinde olan firmalar kara kara düşünmeye başladılar.