27 Ocak 2009

aferin sabriciğim, böyle devam



  1. şu resimde kolunda o sarı kırmızı nane olan sevgili kardeşim, ne diyeyim ben sana. bugün çıldırtanlar arasında ilk sırayı sana vermek istiyorum. orta yapamayıp tribüne dönüp özür dileme hareketleri, kafana vurma tripleri, gol olduktan sonra tüm maçta koştuğundan daha fazla koşman inan ki tribünden çok komik gözüküyor, efsanevi saç traşından bile komik.
  2. Galatasaray takımı, sivasspor'a 4 günde 2 kere kaybetmezi kaybedemez. galatasaray bu, diğeri de sivas, guardiola'lı barcelona değil, bülent uygun'lu sivas. takımın ruhsuz oyunu, teknik ekibin elini sürdükçe daha berbat etmesi (yaser'i sağ açık oynatan zihniyet nedir ya), hakemin kasit dolu hareketleri, hiçbiri mazeret olamaz. eğer sen galatasaray isen, ve o stadın adı ali sami yen ise sen 4 gün önce gayet güzel yenildiğin rakibine bir kez daha bağıra bağıra yenilemezsin. kabul edilemez gerçek oldu bu gece bize.
  3. balili golden sonra o yaptığın hareketi adama yedirirler, haberin olsun. 17. hafta tekrar geleceksin sen bu stada.
  4. son sözüm her zamanki gibi efsane tribünümüze. dilimde tüy bitene kadar söyleyeceğim. kapalının ortasına 200 tane (ki zaten o kadar hepsi) fenerli koysan bir tribünün içine bu kadar edemezler. hıncal'ı hiç bu kadar haklı bulduğum bir sene olmamıştı. siz bu takımın en büyük el frenisiniz, gaz pedalı olmanız gerekirken. umarım yeni stadda bu herifler ve bu tribün zihinyetinden kurtulabiliriz. tribünde aklı başında -tam arkamızda girişin solundaki grup hariç (herkes biliyor onların kim olduğunu zaten) - adam kalmamış. herkes bu yamyamların söyleyemedikleri, yapamadıkları tezahürat müsvettelerine eşlik ediyor. yazık...

Hiç yorum yok: