11 Şubat 2009

Donmak belki de bir daha hiç donmamaktır, eğer....

Ben bir çok kişinin aksine, ilk algısı negatif gözüken olayların insana büyük avantajlar sağladığını düşünürüm. Örneğin uzun dönem askere gitmek, futbol oynarken kafa vuramamak, baskette şut atamamak, ekonomide krizler, aşkta hayalkırıklıkları vb. gibi bir çok olay aslında insana gizli, küçük, ama elmas gibi gelecek anahtarları sunar. Bunu görmek için, anlamak için ise açık olmak, hayatın basit akışına kapılmamak lazım.
Bu bence hayatın bir çok alanında geçerli. Askerlikte, sporda, ekonomide, okulda, aşkta vs. Ancak bunu yapabilmek için, şartları lehine çevirebilmek için düşünmek, analiz etmek, şartları iyi algılamak, ne istediğini bilmek çok önemli. Ama hepsinden öte hayatta esas olan kendin için; seni hayatta tutacak, sana değer katacak, ismin geçtiği zaman her halikarda isminin değer görmesini sağlayacak doğrular silsilesini belirlemek, listelemek, yazmak ve buna oruç tutar gibi riayet etmek, zaafiyet gösterdiğin zamanda oturup düşünmek, hatanı analiz etmektir.
Bu süreç önce insanı tutarlı bir insan haline getirir ki, zaten bu bence güven mekanizmasını oluşturan en önemli olgudur.
Dolayısıyla donmak, uykuda geçirdiğin süre çok önemlidir. Bu süreci geçirirken, kendini daha iyi anlamak, düşünmek, dün-bugün-yarın analizleri, ben neyim kimim demek önemli. Kendini iyi tanımayan bir insanın bir ilişki içinde mutlu olabilmesi bence mümkün değil. Nerde zayıfsın, nerde kuvvetlisin, nerde sürekli hata yapıyorsun bunları bir kere doğru tespit etmeyi becerdin mi, hayat bir ölümcül hastalığı aşmıssın gibi ferah bir hale gelebiliyor. Nadas süresini nasıl geçirdin, önemli soru bu?
Telkine gelince ise, telkin eğer yukardakileri beceremediysen ağrı kesici gibidir. Problem, error, işlem hatası, ağrılar aynen devam eder, ama sen farketmezsin. Bir süre sonra gene aynı dertler karşına gelir. Ama yukardakileri yaptıysan telkin çok kuvvetlidir. Çünkü o zaman tedavi olabilir, çözüm olabilir, seni yapmak zorunda oldukların ile yapmak istediklerin arasındaki seçimde destekler, ruhani destek verir; çünkü ne olduğunu biliyorsundur ve ne yaptığını, ne yapacağını iyi analiz edebiliyorsundur, ve acı çeksen de verdiğin kararı iyice savunabilir, yolunda yürüyebilirsin.
Bugünün doğruları yarın sürekli değişiyorsa, bugün beni yarın kendini kandırmış olursun bence. İş işten geçtikten sonra algıladığın hata ise geri çevrilemeyecek hatalar ve zaman kaybını getirir.
Hayat futbol gibi bir yerde, değişen şartlar, değişen oyun, akıp geçen zaman, hakemi oynayan kader ve bilinç, bazen uzatmalar, bazen penaltılar, iddia oynayan oyuncular takımına zarar verir, takımın zaafiyetleri, kiralık oyuncular, vs. Futbol bugün nasıl artık bir spor ve oyun değilse, hayat da sadece yatmak-kalkmak-gezmek-aşık olmak değildir. Çok daha derin, daha tutkulu, daha özel, daha çok düşünce gerektiren, incelik taşıması gereken bir uzun süreç.
Böyle algılamıyorsun sanatın, kitabın, dostluğun, paylaşılanların bir manası zaten kalmaz.
Donmak belki de hiç bir zaman donmamaktır eğer neden hayatın seni dondurduğunu anlarsan.

Hiç yorum yok: