28 Nisan 2009

toparlama

yazmayali cok zaman olmus. isler bir yandan, icraatlar bir yandan sikistirinca blogu agressioneye yüklemiş olmuşuz, farkına vardım. aklimda olan yazmam lazim dediklerim vardi, çoğunu unuttum. artık bloknota bunları da yazacağım sanırım, tarih not düşülsün. galatasaray bizi bezdirdi, ama demem lazım şunu "bülent korkmaz bu kadar mı kötü olmak zorundaydın?". tamam hepimizin bir takım korku ve şüpheleri vardı kaptan takımın başına gelirken ama hiçbirimiz bu kadar canice hareketler yapacağını tahmin edememiştik. skibbeyi arar da bulamaz olduk. kötü sıfatı bile yetmedi anlatmaya, kendisine olan sevgimiz ve saygımız azalmadı elbette (çünkü onları doğuran olaylar başkaydı) sadece şaşırttı bizi. ne diyelim bu da böyle bir tecrübe oldu geçti başımızdan. çok kötü geçen koca bir sezonun sonunda güzel bir haber duyduk ki ultraslan denilen tayfalar grubu ve onun tüm alt grupları kapalıyı terk ediyorlarmış, seneye eski açıkta ikamet edeceklermiş. hala tam inanabilmiş değilim açıkçası, ağustos ayında ilk maçta tribüne çıkınca anca inanırım. ama resmi sitelerinde açıklama yapmışlar, heralde geri adaım atmzlar bu noktadan sonra. iş nedeniyle şehir değiştirme ihtimalim hala gündemde olmasına rağmen, eğer icraatlar bizim istediğimiz gibi olursa, sadece o elemanlar olmadan bu kapalı nasıl olur diye var olan hayallerim, eski güzel günlere duyduğumuz özlem, kapalıda gerçekten takıma destek ya da gerçekten protesto etmek istediğimiz için bağırdığımız günlere döner miyiz o eli tokmaklı güngörenspor atkılı tipler olmadan sorularına cevap olsun diye kombine alacağım. kapalının ortasında bu tipler olmadan nasıl bir kapalı olacak, bütün sezon arkamızda bizimle birlikte kafayı yiyen arkadaşlarımız acaba daha çok insiyatif alırlar mı? alırlarsa ne güzel olur, takım kötü olsa da olur, önemli olan tribünde rahat etmek. bu sezon gittiğim 20 maçta çektiğim ızdırap bana yetmişti, bu güzel haber rahatlattı valla...

Hiç yorum yok: