20 Ağustos 2012

Evli erkek bekar erkekten daha yalnizdir

Hayatın dikenli yollarında yürürken, o açık dimağ ile küçük yaşta yaptığın öngörü ve perspektifleri kesin kaybediyorsun. Daha başka şeylerde illa ki...Umutlar, huzur...Ama kazandığın 2 şey oluyor;
Biri evlad, ikincisi yalnızlık. 
Yukarıdaki Napoli sözü gerçek midir bilmiyorum ama doğru tespit sanırım. 
Öncelikle erkek olarak bir şekilde ailenden uzaklaşıyorsun. Sonra arkadaşlarından. İlk önce tabi kız arkadaşlarından. Sonra zamanla önce evli sonra bekar olanlardan. Belki tam tersi de olabilir. 
Hayat iş-ev arasına sıkışıyor. Eşinin ailesi ile genelde suni bir diyalog. 
4.5 senedir evli olup da, 13 senedir tanıdığın eşinin ağzındaki önyargılı, sabir fikirli düşünceleri ve lafları değiştiremezsen bu işin sonu nedir ki?
Mevcut arkadaşların ile devam ettirebiliyorsan,  diyaloglar küçük zaman dilimlerine sıkışmış, zorlayıcı ve az zaman da çok rahatlamayı gerektiren bir süre olup çıkıyor. Çok sevimsiz di mi?
Bir derse gidip gelirken, sana hayranlıkla bakan 2 göz gördüğün zaman kalbine akabilen pozitif bir kan damlası bile insani ne kadar mutlu edebiliyor. Ne güzel di mi? Yoksa ne kadar trajik mi? 
Ama onu da yaşatman mümkün değil. 
35'imde ben giderim dediğimde belki de kendi geleceğimi gördüm. Eğer bu çıkarsa 16-17 yaşında bunu öngörebilen biri olarak çok çok zeki ve iyi bir analizci olacağıma karar vereceğim. 
Diğer taraftan 35 imde gitmezsem bile sonumun kesin 2 sebebi olacak, ya kalp krizi ya da kanser. 
Allah kimseye dermansiz dert vermesin, guzel cocuklar versin.

Hiç yorum yok: